Televizyonda Terapistler: Kurallar, Yanlışlar ve Gerçekler
Son yıllarda psikoloji temalı diziler oldukça popüler hale geldi. Başlangıçta, “Psikoloğa sadece deliler gider” şeklindeki yanlış inancı yıktığı için bu durumu olumlu karşılamıştım. Ancak zamanla bu dizilerin faydadan çok zarar verebileceğini fark ettim. Sonuçta, bu yapımlar ticari amaç güderek oluşturuluyor ve toplum sağlığını ne kadar ön planda tuttukları tartışmalı. Elbette, danışmanların rehberliğinde hazırlanmış başarılı diziler de var. Ancak psikologları ve terapi süreçlerini yanlış yansıtan pek çok yapım da mevcut.
Bu dizilerde en çok dikkatimi çeken konulardan biri, terapist ile danışan arasındaki sınırların aşılması ve bu ilişkinin arkadaşlık boyutuna taşınması. Psikoloji eğitimi almış herkesin öğrendiği en temel kurallardan biri, terapist ve danışan arasında profesyonel sınırların korunması gerektiğidir. Elbette, bu sınırlar terapi ekollerine göre değişiklik gösterebilir, ancak tüm ekollerde ortak olan bir kural vardır: Danışan ile romantik bir ilişki kurmak kesinlikle yasaktır. Bu, psikologların altın kurallarından biridir.
Ancak dizilerde sıkça karşılaştığımız durum, terapist ile başrol karakter arasında mutlaka bir romantik ilişki yaratılmasıdır. Etik kurallarımıza göre, danışan ile bırakın romantik ilişkiyi, dışarıda kahve içmek ya da maddi bir alışverişe girmek dahi kabul edilemez. Bu sınırlar, hem danışanı hem de terapisti korumak amacıyla vardır. Üstelik bu kurallar yalnızca danışanı değil, danışanın yakınlarını da kapsar. Terapötik ilişkinin dışında bir ilişki kurulmamalıdır. Ancak pek çok dizide bu kuralların ihlal edildiğini görmekteyiz. İşte bazı örnekler:
Çocuklar Duymasın: Dizide, terapist karakter farklı kılıklara girerek danışanının evine gidip başrolün eşi hakkında gizlice bilgi topluyor. Psikolojide gizlice bilgi toplamak gibi bir uygulama yoktur. Tüm süreçler şeffaf ve açık olmalıdır; kimse hakkında gizli bir şekilde bilgi alınamaz.
Good Girls: Dizinin 3. sezonunda, boşanmış bir anne terapistine başvurduktan sonra aralarında romantik bir ilişki başlar. Bu, etik kuralların açık bir ihlalidir.
How I Met Your Mother: Bu popüler sit-com dizisinde, ana karakterlerden biri terapistiyle romantik bir ilişkiye girer. Terapinin sona ermiş olduğu belirtilse de bu, etik kurallar açısından kabul edilemez bir durumdur.
Fi: Yerli yapım olan Fi dizisinde, terapist karakterin canlı yayında terapi yaptığı sahneler yer alır. Gizlilik ilkesini ihlal eden bu durum, dizide normal bir olaymış gibi gösterilse de gerçek hayatta bu şekilde terapi yapılması mümkün değildir. İlerleyen bölümlerde terapistin sahte olduğu ortaya çıksa bile, bu tür bir senaryo ruh sağlığı profesyonellerine olan güveni zedeler.
Kırmızı Oda: Kırmızı Oda dizisinde, terapist ve danışan arasında adeta bir arkadaşlık ilişkisi kuruluyor. Terapist, danışanına iltifat ediyor, elini tutuyor ve sarılıyor. Oysa etik kurallar açısından bu tür fiziksel yakınlıklar doğru bulunmaz. Terapistin amacı, arkadaşlık değil, profesyonel bir terapötik ilişki kurmaktır. Bu sınırların aşılması, terapi sürecinin sağlıklı ilerlemesini engelleyebilir.
Bu diziler, genellikle “ne kadar fazla dramatik olay, o kadar fazla izlenme” mantığıyla yapıldığından, topluma yarardan çok zarar verebilir. Yakın çekimler, mimiklere odaklanan kamera açıları ve koyu renk paletleri, izleyicilerin ruh halini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, dizilerde çizilen yanlış psikolog profilleri, izleyicilerin terapiden beklentilerini de yanıltabilir.
Tabii ki başarılı örnekler de mevcut. Sopranos dizisinde Tony Soprano’nun terapisti Dr. Jennifer Melfi, televizyon ekranlarında gördüğümüz en başarılı terapist karakterlerinden biridir. Ayrıca, In Treatment dizisi de bir psikiyatrın hastalarıyla ve kendi terapistiyle gerçekleştirdiği seansları oldukça başarılı bir şekilde işlemektedir. İnsanların bu dizilere duyduğu ilgi, terapi odasında neler konuşulduğuna olan meraklarından kaynaklanabilir. Ancak bu yapımlar, terapi süreçleri hakkında yanlış bilgiler de verebilir.
Eğer terapi süreci hakkında gerçekten bir şeyler öğrenmek ve kişisel gelişiminizi desteklemek istiyorsanız, en doğru adım, kendi terapi deneyiminizden geçmektir.
Hazırlayan: Kl. Psk. Özge Ersoy