Modern Dönemlerin Popüler Rahatsızlığı Depresyon

Depresyon; kişinin üzüntü ve çökkünlük hissetme, ilgi istek azalması yani önceden keyif alınan şeylerden keyif alınmaması, iştah azalması ya da artması, uyku azalması ya da artması, hareketlerin yavaşlaması ya da ajittasyon (aşırı uyarılma), enerji azalması ve yorgunluk, suçluluk ve değersizlik hissi, konsantrasyon güçlüğü, intihar eğilimi gibi özelliklerden en az beşinin on beş gün süreyle gün boyu bulunması olarak açıklanabilir. Özellikle ilk iki belirti olan üzüntü ve çökkünlük hissetme ile istek azalması çekirdek belirtilerdir ve depresyon tanısı alabilmek için bunlardan birinin mutlaka görülmesi gerekmektedir. (DSM-V)

Depresyon dendiği zaman akla tek tip depresyon gelse de aslında depresyonun birden fazla alt tipi bulunmaktadır. Bunlardan bazıları; kronik depresyon yani kişinin uzun süre(birkaç yıl)  depresyon yaşaması, Katatonik (yavaş ve donuk hareket etme) özellik gösteren depresyon, melankolik (kötü ve suçlu hissetme) özellik gösteren depresyon, Atipik (gülümseyen) özellikler gösteren depresyon, postpartum (gebelik sonrası oluşan) başlangıçlı depresyon, mevsimsel (mevsimle gelen) özellikler gösteren depresyondur.

Depresyon toplumda kendini kötü hissetme, karamsarlık olarak algılansa da aslında çok daha karmaşık bir bozukluktur. Depresyon beynin belirli alanlarında ortaya çıkan kimyasal dengesizliklerle alakalıdır. Yani depresyon kişinin bilinçli yaptığı bir davranış ya da kişilik özelliği değildir. Şiddetlenmesi durumunda kişinin yaşam kalitesini düşürmekte ve onu toplumdan izole etmektedir. Bu sebeple tedavi edilmesi oldukça önemlidir. Depresyondaki bir kişiye ‘’ iyi düşünmeye çalış, pozitif ol’’ gibi yorumların faydası olmayacaktır. Çünkü pozitif düşünmek depresyondaki kişinin elinde olan bir şey değildir. Aslında depresyon tam olarak kişinin olumlu düşünememe halidir. Kişi kendisi, dünya ve gelecek hakkında olumsuz düşüncelere sahiptir.

Günümüzde depresyon tedavisi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bu yöntemlerin seçimi bozukluğun şiddetine göre değişmektedir. Depresyondaki kişi eğer işlevselliğini devam ettirebiliyorsa ilaç kullanılmadan psikoterapi ile tedavi mümkündür ancak kişi toplumdan izole olmuş, günlük işlerini halledemeyen, öz bakımını dahi yerine getirmeyen bir durumda ise psikoterapi ile birlikte ilaç desteği daha faydalı olacaktır. Depresyon toplumda en sık görülen bozukluklardan birisidir. Terapiye düzenli gidilmesi, çevre desteği ve kişinin tedaviye gönüllü olması iyileşmede oldukça etkilidir.

 

Kaynak: DSM-V

Hazırlayan: Kl.Psk Özge Ersoy